23 Kasım 2014 Pazar

Öğretmenler Günü

Bu gün 24 Kasım Öğretmenler günü.

Bu anlamlı günü yüzlerce anım arasından, iki örnekle kutlamak istedim.

1-Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS), Genel Kurul toplantısını; 1968 Temmuz ayında Kayseri Alemdar Sinemasında yapmıştı.
Toplantıyı sabote etmek isteyenler,halkı kışkırtmış,
gerici ve bağnaz bir topluluk salona taş, sopa ve gazlı paçavralar atmıştı. ''Koministleri öldürenlerin cennete gideceğini'' bağıran yobazların elinden,
yaklaşık 800 öğretmeni, askeri birlikler zor kurtarmıştı.
2- Öğretmenlerimiz yılmadı 4-8 Eylül 1968'de bu kez Ankara'da Devrimci Eğitim Şurası topladı.
O toplantının bitişi, bugün bile beni heyecanlandırır. Toplantının son konuşmasını Türk Edebiyatçılar Birliği adına değerli şair Can Yücel yapmış ve toplu olarak söylenen şu antla Devrimci Eğitim Şurası sona ermişti.
Türküm, doğruyum, devrimciyim.
Yasam, iç ve dış gâvuru dışarı atmak
Yurdumu tez elden kalkındırmaktır.
Ülküm, işçiye iş,
Köylüye toprak,
Bebeye süt,
Yavruya ekmek ve kitap,
Gence gelecek sağlamaktır.
Varlığım ulusal kurtuluşumuza ve
Bağımsızlığımıza armağan olsun.
Ü.İzat

19 Kasım 2014 Çarşamba

Doktor akıllı olunca...

Olay gerçektir. Elazığ'da geçer. 1960"lı yıllar! Elazığ Akıl
Hastahanesinden, personelin bir ihmali sonucu, bütün deliler kaçar. Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılırlar.
Toplam 423 deli kaçmıştır.Mülki makamlar panikler, Başhekime koşup
"doktor bey ne yapalım" diye sorarlar.
O zamanın ünlü doktoru Mutemet Bey hastahanenin başhekimidir.
Mutemet Bey : "Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin" der.
Doktor önde birkaç personeli arkasında Karatrencilik oynayarak bütün
 Elazığ'ı "çuf çuf" nidalarıyla dolaşırlar. Başhekimin tahmini
 tutmuştur, bütün deliler bu kuyruğa girer vagon olurlar. Lokomotif,
 yani başhekim Mutemet bey yönünü hastahaneye çevirince tüm kaçan
deliler hastahaneye geri dönmüş olurlar.
Sorun çözüldüğü için Mülki makamlar ve doktorlar, trencilik oynayıp
hastahaneye döndükleri için de deliler hallerinden çok memnundur.
Ancak esas sorun akşam yoklama yapıldığı zaman ortaya çıkar; Hastaneye
trencilik
oynayarak gelenlerin sayısı 612 kişidir.

15 Kasım 2014 Cumartesi

Yine mi Çiçek - Meral Okay

Kur masayı Madam Despina
Kirli beyaz muşamba örtüleri ser
Çek sediri asmanın altına
Yanında bir ince Müzeyyen Abla

Yine mi güzeliz, yine mi çiçek?
Hamdolsun
Taze mi bitti topik
Canın sağolsun
Amanın yine mi güzeliz, yine mi çiçek?
Hamdolsun
Altınbaş kadehe yağ gibi dolsun

Gece çok genç, arzular şelale
Haber etsek o yare
Gelse Bomonti’den
Şereflendirse bizi
Olsak teyyare

Yine mi güzeliz, yine mi çiçek?
Hamdolsun
Taze mi bitti topik
Canın sağolsun
Amanın yine mi güzeliz, yine mi çiçek?
Hamdolsun
Altınbaş kadehe yağ gibi dolsun.

12 Kasım 2014 Çarşamba

ORTAYA KARIŞIK !

Eline akıllı telefonu alan, ve birde face bağı varsa, başlıyor aile bağlarını araştırmaya.
Seyran Bağlarının yerini bulmaktan çok daha kolay. Asla karşı değilim. Doğal karşılıyorum. Gel gör ki, ya akıllıya bağlantısı olmayanlar ne olacak. O zaman akıllı sana yardımcı olamıyor.
Sende akıl olsa zaten hiç bir  zaman o bağları koparmazdın. Şimdi bulsan ne olur?...Yaşamlarınız  ayrı denizlerin bir birbirlerini görmeyen kıyıları gibi zaten.

Söylev!

"Ey bu meclisin aşağılık mensupları!...

Acele Edin ve Defolup Gidin..." 
"Oturumunuzu sonlandırmaya geldim. Meclisi yaptığınız her icraat ile kirletmenize ve şerefsizleştirmenize artık kalıcı bir son vermeye geldim.Siz ki fitneci, fesatçı, meclis üyeleri, siz ki iyi bir hükümet olmak dışındaki her şeysiniz!!Kiralık sefil yaratıklar, zavallılar, ülkenizi en küçük şahsi çıkar adına satılığa çıkaranlar, birkaç kuruş için Tanrı'ya ihanet edenler, içinizde bir parça da olsun erdem kalmadı mı?Bir parça vicdan da mı yok?
Para sizin yeni Tanrınız olmuş!
Bulunduğunuz bu kutsal meclisi, o varlığınızla kirletiyorsunuz!
Halkın size verdiği yetkiyi kötüye kullandınız.
Siz ki, halkın umutsuz dertlerine çare olmalıydınız.
Kendiniz, halka en büyük dert kaynağı oldunuz!
Vay halinize! Şimdi derhal defolun!!!
Acele edin, gidin! 
Süslü saltanat eşyalarınızı alın ve defolup gidin!... "
* * * * * * * *
Yukarıdaki söylev, tarihte demokrasinin beşiği olarak bilinen İngiltere'de geçmiştir. Sözleri sarf eden kişi, 1653 senesinin 20 Nisan günü, meclis çatısı altında kükreyerek nutuk atan General Oliver CROMWELL isimli, sadece ülkesinin çıkarlarını kollayan yurtsever bir generaldi. 
...Ve bu nutuk tarihi şekillendiren 50 söylevden biri sayılıyor.
Bir sahtekar kadar bile dindar değilsiniz!
Satılığa çıkarmadığınız bir değer de kalmadı... Ulusunuz adına iyi bir şey düşünemez misiniz?
Sizi çıkarcı sürüsü.
Ama ülkemiz beni bu meclisi temizlemeye çağırdı!  
Ve bu gücü de bana Tanrı verdi.
Acele edin rüşvetin köleleri!

7 Kasım 2014 Cuma

Akıllı Telefonlar mı?...

Albert Einstein demiş ki :

 "Korkarım ki bir gün teknoloji, insan iletişiminin ve yakınlaşmasının önüne
geçecek ve aptal bir nesil ortaya çıkacak."

IQ

Adamın teki, canı bara gidip bir kaç kadeh içmek istemiş, barlar sokağında gezerken bir tabela çarpmış gözüne : "Yüksek Teknoloji Bar" ... !!!!! Adam meraklanmış ... İçeri girmeye karar vermiş .. Bir bakmış, barmen bir robot ... Robot nazikçe yaklaşmış ve : "Hoş geldiniz beyefendi, zeka düzeyiniz .. Adam şaşkınlıkla "180" deyivermiş . Robot hemen bir malt viski vermiş ve nükleer fizik, pnömatik,sistemler, ozon tabakası, satranç gibi konulardan söz açmış ...Güzel bir gece geçiren adam ertesi gece de bara gitmeye karar vermiş ... Yalnız bu defa zeka düzeyine "100" demiş .. Robot hemen bir bardak bira getirmiş ve futbol, at yarışı, emeklilik , hayallerinden falan bahsetmiş, açık saçık seks fıkraları anlatıp sarhoş taklidi yapmış .. İyice keyiflenen adam ertesi gece yine gitmiş, ancak bu sefer zekasına "20" demiş ... Robot hemen bir fincan çay getirmiş ve başlamış :: "Eeeee ? Naaapcez ? Gene AKP'ye vercez de mi ? --

5 Kasım 2014 Çarşamba

Vagon-Li Olayı

Vagon-Li Olayı,

1933 yılında Vagon-Li Şirketi’nin müdürünün Türkçe konuşan memuruna şirketin resmi dilinin Fransızca olduğunu bildirerek, para ve işten uzaklaştırma cezaları vermesiyle başlamış olaylardır.

Olay

Yataklı ve yemekli vagonları bulunan Fransız demiryolu işletmesi Vagon-Li (Wagons-Lits) şirketinde, 22 Şubat 1933 tarihinde Belçikalı müdür Jannoni, telefonda Türkçe konuşan memur Naci Bey’e şirketin resmi dilinin Fransızca olduğunu bildirerek, 25 kuruş para cezası ve 15 gün işten uzaklaştırma cezası vermiştir.

Bu olay dönemin gazetelerine yansıyınca 25 Şubat 1933 günü aralarında Peyami Safa, Cahit Arf gibi tanınmış isimlerin de bulunduğu Darülfünun ve Milli Türk Talebe Birliği öğrencileri, toplanıp şirketin Beyoğlu’nda bulunan şirket bürosu önünde protesto gösterileri yapmaya başlamışlar daha sonra olaylar büyümüş, camları kırarak büroya giren öğrenciler, Mustafa Kemal’in duvarda asılı olan resmini aldıktan sonra büroyu tahrip etmişlerdir. Grup, ellerinde Mustafa Kemal resmi ve Türk bayraklarıyla şirketin Karaköy bürosuna gelmiş, aynı şekilde Mustafa Kemal’in resmini duvardan aldıktan sonra büroyu tahrip etmişlerdir. En sonunda İstanbul Valiliği’nin önüne gelen kalabalık, gazete binalarının önünde bir süre daha gösteriyi devam etmişler ve ellerindeki Mustafa Kemal resimlerini Halkevine teslim ettikten sonra dağılmışlardır.

Sonrası

Yaşanan olaylar üzerine şirket, Naci Bey’i işe başlatmış, Azınlıkların ve gayri müslimlerin yoğun olarak yaşadığı Pera civarında birçok yabancı şirket, Türkçe isim kullanmaya başlamış ve yeniden “Vatandaş Türkçe konuş!” kampanyası başlatılmıştır. Vagon-Li şirketi daha sonra Osmanlı Devleti döneminden kalan birçok yabancı şirket gibi devletleştirilmiştir.