8 Şubat 2013 Cuma
4 Şubat 2013 Pazartesi
Yaşam Bir Serüvendir - Oktay Akbal
Yaşam Bir Serüvendir ?
Hastalıklar, hastaneler, hekimler…
Son aylarım böyle geçti. Daha da geçmekte… Bu arada okurlarımı da
düşünüyorum. Benden yeni yazılar beklediklerini. Yaşamın son noktalarına gelmiş
bir yazarın elinden ne gelir? Yatmak, uyumak, ilaçlar içmek, hekimi beklemek,
acı çekmek! Bir an önce her şey bitse diye beklemek…
Hep yaşamı övdük, yaşamanın güzelliklerinden söz ettik, zamanlar
akıp geçti, geçiyor. Zaman zaman kendimizi unutmaya çalışıyoruz; etrafımıza
bakıyoruz, dünyaya bakıyoruz, insanoğlu için bir çıkış yolu arıyoruz. Bulsak da
uygulamak olanaksız. Güzel günler gelecek diye bekle dur, geldi gelmedi…
Ben bıktım! Yaşamak güzel ama elin kolun sağlamken! Yıllardır
sokağa çıkamazsın, evinde bile odadan odaya geçmek zor… Oturduğun koltuk neredeyse
senden bir parça olmuş. Kalkıp yürümek, koşmak bir düş gibi! Ha görmüşsün ha
görmemişsin…
Oysa dünya hep eski yerinde, eski kavgalarında… Yazmak hiçbir işe
yaramıyor. Senin içini boşaltıyor; korkuyu yok edemiyor. Ama seni kim anlıyor,
senin acıların başkasında ne etki yapıyor? Yalnız sen çekmiyorsun, yanındakine
de çektiriyorsun. Bir iki günlük bir şey değil ki, sürüyor, günler gecelerce…
Okur dostlar, beni anlayabilir belki! Neredeyse elli yıllık bir
dostluğumuz var. Türkiye’nin en uzak bir yerinden bir mektup gelir, anlatılan
yaşam seninkinden çok daha beterdir.
Dağlarca’nın “Hangi
mahallede iman yok, ben orda öleceğim” demesi
gibi sen de başına gelecekleri beklemektesin. Yaşadın da ne oldu bunca yıl?
Ziyan mı ettin zamanları, anları, dakikaları, saatleri. Bir bir karşıma
dikiliyorlar şimdi! Yetmez mi diyorlar. Çık bu cehennem ateşinden, sıyrıl git
olabildiğince uzak mı uzaklara…
3 Şubat 2013 – Cumhuriyet – Oktay Akbal
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)