15 Aralık 2015 Salı

Alinda Antik Kenti - Karpuzlu


Turkey_ancient_region_map_caria
Karia güzeli Alinda.
Karya veya Karia güneybatı Anadolu’da ana hatlarıyla günümüzdeki Büyük Menderes Nehri güneyi, Muğla ili kuzey kısımları ve içerideki bölgeye denk gelen coğrafyanın eski çağlardaki ismi. Bölgenin oluşumu eski Yunan kavimlerinin Anadolu’nun Ege kıyılarında koloniler kurmaya başlamalarından öncesine dayanmaktadır ve bir uygarlık düzeyi yaratmış olan Karyalıların Anadolu’nun bir yerli halkı olduğu konusunda tarihçiler arasındaki mutabakat genişlemektedir.
Tarih sahnesine çıkışı, Karia Prensesi Ada (İ.Ö. IV. yy.) ile olmakla birlikte, kent hakkında bilinenler İ.Ö. 14. yy.’a kadar gitmektedir.
Alinda Hitit İmparatoru II. Mursilis (İ.Ö. 1350 – 1320) döneminde Seha Irmağı Ülkesi’ne bağlı bir kentti. II. Mursilis döneminde Alinda kentinin adının İalanta olduğu bilinmektedir. Bu bilgiler II. Mursilis’in anellerinde ve yazıtlarında bulunmaktadır. Kentin yakın çağa bilgileri azdır. İ.Ö 340 yıllarında Halikarnassos’ta olan Karya yönetimi iç kargaşalar yaşamaya başlamış ve zaman içersinde bu kargaşa aile içi savaşa dönüşmüştür. Mausolos’un karısı Artemisia’nın ölümünden sonra Karya’nın başına geçen Ada’yı, kardeşi Piksodaros devirmiş ve onu Alinda’ya sürgün göndermiştir. Daha sonraki dönemlerde, Piksodaros ile yönetimi paylaşan Persli Satrap Orontobates de, Piksodaros’un ölümünden sonra yönetimi Ada’yla paylaşmamıştır. Prenses Ada’nın bu sürgün döneminde Anadolu’ya saldıran Büyük İskender, Alinda Kenti’ne saldırmış ama kuşatmasına rağmen almamıştır.
Kenti almaktan vazgeçtiği bir anda Ada, Kentin kapılarını açmış ve İskender’i kente davet etmiştir. Aralarında bir antlaşma yapılmış ve Karya’nın Fethi sonrasında Ülkenin yönetiminin Adaya verilmesine karar verilmiştir. Büyük İskender, Karya’yı tamamen fethettikten sonra ülkenin yönetimini Prenses Adaya vermiş ve seferine devam etmiştir



Tiyatro ve
Üç katlı agora

                                             

Karpuzlu -Aydın



Karpuzlu'nun değişken bir kültürel yapısı vardır. Birbirlerine birkaç kilometre uzaklıkta olmalarına rağmen, bir köyün konuşması diğerine benzememektedir. Giyimlerinde de farklılığın gözlendiği bu köyler son zamanlarda bu görülür farkı ortadan kaldırmış gibi görünseler de günlük giyimlerinde bu açıkça gözlemlenir.

İlçe toprakları sanıldığı kadar verimli değildir. Büyük Karpuzlu Ovası'nın verimi ancak çevresindeki köylere yetebilmektedir. Uzun yıllardır pamuk ve mısır ekimi yapılmasına rağmen, sulama sorunu nedeniyle yeterli verim elde edilemediğinden halk, alabileceği ürünü alamamıştır. Yeni bitirilen Yaylakavak Barajı sayesinde halk bir nebze olsun huzura kavuşmuştur. Köylerinin yolları düzgündür. Halk ilçe ile sıkı ilişkiler içindedir. Ancak sanatsal ve kültürel etkinliklere rastlanmamaktadır.

Tarıma bağlı olan yaşam, yine tarımda ilerleme kaydedilememesi yüzünden modernize olamamıştır. Varılan son yer olması (Milas ve Koçarlı yolları açılmadığı sürece de böyle kalacaktır) nedeniyle Karpuzlu, teknolojik gelişmelerden nasibini alamamıştır. Bu nedenle Karpuzlu'da, giyimde, mutfakta, günlük yaşamda ve kadın erkek ilişkilerinde yüzyıllardır sürdürdüğü geleneklerini aynen devam etmektedir.


Kaynak: vikipedia, karpuzlu.gov.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder