31 Ekim 2016 Pazartesi

İnsan



yerle gök arasında küçücük evler
mırıldanan odalar, aralık pencereler
kap kacak, sandalyeler, yorgun bir masa
küçük alışkanlıklar, yıpranmış tatlar
bir avuç toz, bir ikindi gölgesi
köşe minderine kurulmuş zaman

birbirine aşina duvarlar arasında
ne çok eşya, ne çok kaygı, ne az sevgi
denizden koparılmış birazcık tuz, güneşten
sereserpe bir duygu, bir öpücük, bir kahkaha
fısıltılar, vazodaki çiçeklerin buğusu
ve anların telaşına
sinmiş ölüm kokusu

yerle gök arasında bir öbek can
bir tas öfke, denizler dolusu gam
çığlıklar, yakarışlar ve derin susku
ve küçücük evlerin damarlarına
çarpa çarpa akıp duran
akıp duran
bu yaşama arzusu

Ayten Mutlu


27 Ekim 2016 Perşembe

Mevlana Çiçeği


Tüm sokakların aynı yerde kesiştiği bir kentte
dönüp duruyorum MEVLANA gibi..

Evleri sardunyalarla bezeli
bulutların şimşeklere kafa tuttuğu,
aşk şarkılarının ay-la başlayıp
güneşle bittiği...
Yüreğine kader saplı
yorgun yüzlü bir kadının;
penceresiz hücrelerde yaşayan
‘umutları kelepçeli’ mahkumlara
güller sattığı,
karanlık bir kentin gülen ışıklarında...
Mevlana gibi dönüp duruyorum
kurşunsuz tabancalarla
kendimi vuruyorum...

Esrik yüreğime
modası geçmiş
aşk şarkıları saplanmış
güller kurumuş şarapsız sokaklarda
yağmur yağmıyor
Tebrizi yok ortalarda...
Bulutlar küskün şimşeklere
güneş doğmak
gece bitmek bilmiyor...

Unutulmuş aşk şarkıları söylüyor
yüreği hançerli kadın
penceresiz hücrelerde güller kokuyor..
Yürüyoruz üzerinde çağlardır habersiz
Kaldırımlar çiçek açıyor...

Üstün İzat

21 Ekim 2016 Cuma

Gidiyorsun...


Geride her şeyi bıraktığını biliyorsun üstelik.
Soframızdan bir tabağı kaldırıyorsun, ekmeğin yarısı kuruyacak.
Çayın tek şekerinin tadını çalıyorsun keyiflerimizden.
Sonuna kadar okunmamış ve sevilmemiş bir kitap gibi ahşap rafların arasında tozlanılmaya terk ediyorsun geçmişi.
Yaşanmış her şeyimiz o kitabın arasındaki kurutulmuş çiçeğe benzeyecek zamanla. Hayalini kurduğumuz çocukları öldürüyorsun hiç doğmamalarını isteyerek.
"Çok sevdim" oluyor son sözlerin ben "her şeye rağmen seviyorum seni" duymayı beklerken. Umudumu kesiyorsun en güçlü yerinden.
Hiç olmamış gibi ilk kalkan otobüse binerek.
Gönlümün bütün bavullarını gözlerime sererek.
Artık daha fazla tutunmalı kendime.
Bir şarkının fazla, bir kadehin az geleceği yerde bitecek.
Gün gelecek yine yine sevilecek...

Umut Güner