15 Kasım 2016 Salı

Şaşkın Zangoç



Çok uzun çarşılarından
Köhne bir kasabanın
İçimdeki atları dört nala sürüyorum
Kaçıyorum bilmeden aradığım kentime
Belki yeniden dönüş yarattığım kendime...
Bitsin artık bu ürkü
Kutsaldan korkuyorum
Öyle ağır ki yüküm,
Sırtımda bir de tanrı
ve peygamber taşıyorum.

Çılgın kahkahalarla bakıyorum arkama
Alaycı suratıyla sırıtıyor şeytanlar
Ayağıma dolanan bir anı sanki yıllar
Beynimde çöreklenmiş
Bu akrep bu çıyanlar
Rüyalarımda bile oynaşıp duruyorlar.

Bir ufak çocuk gibi
Tutuyorlar elimden
Götürüyorlar beni kendi çarşılarına
Dilimin dönmediği ayetler söylüyorum
Sırrını çözmem için kutsal büyük kitabın
Meryem ile isanın vermediği hesabın
Bütün ceremesini
Bana çektiriyorlar.

Kırık camlar üstünde yürüyorum yalnayak
Yıkıyorum beynimde yaptırdığım hanları
İçim peygamberlerin kuytu bir barınağı
Yasaklanmış her şeyi, rahatça yaptıkları
Sevmiyorum kendime uydurduğum yalanı
Artık hiçbir tapınak bana yakın gelmiyor
Duymuyor kulaklarım
Kendi çaldığım çanı.

Üstün İzat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder